Reklamlar ve Çocuk
1. Reklamların çocuklar üzerindeki olumlu/olumsuz etkileri neler?
Günümüz dünyasında medya, kişilerin zihinsel ve duygusal süreçlerini etkileyen faktörler arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Özellikle elektronik medya kanalları (tv, internet) aracılığıyla her gün karşımıza çıkan reklamlar çocukları hem psikolojik hem davranışsal olarak ciddi şekilde etkilemektedir ve maalesef ki bu etkilerin olumlu olduğundan bahsetmek zordur. Genelde çocuklar reklamlardan olumsuz etkilenerek materyalistik değerlere odaklanmak, sağlıksız beslenme alışkanlıkları edinmek, belirli ürünlerle ilgili yersiz istekler geliştirip ebeveynle çatışma yaşamak gibi gelişimsel açıdan problemli durumlarla karşılaşırlar.
2. Reklamcılar ve pazarlamacılar, çocukların aile içerisinde karar verici durumunda olduğunu söylüyor. Buna katılıyor musunuz? Doğru olan sizce hangisi?
Bu sorunun cevabı hangi konudaki kararları, hangi kültürdeki aileleri ve hangi yaş grubu çocukları kastettiğimize bağlı olarak değişir. Tüketim alışkanlıkları gibi karmaşık süreçleri “Günümüzde evi çocuklar yönetiyor” gibi basit cevaplarla çözümlemek kolay değildir. Eve alınacak çamaşır makinesi gibi bir konuda hangi aile yapısı olursa olsun karar vericinin çocuk olma ihtimali düşüktür. Hatta mutfak alışverişi gibi daha gündelik bir başlıkta bile çocuk odaklı aileler dahil ebeveynlerin kararları ortalamada daha baskın olacaktır. Ama elbette ki çocuğun kıyafetleri, oyuncakları, yapılacak hafta sonu aktiviteleri, tatil tercihleri gibi konularda günümüzde pek çok ailede çocuklar eskiye göre daha fazla inisiyatif almaktadır.
3. Kaç yaştan sonra çocuklar reklamı eleştirel olarak değerlendirme becerisine kavuşuyor?
Sekiz yaş ve altı çocuklar, televizyon reklamlarını eleştirel bir gözle değerlendirme becerisine sahip değildir. Küçük çocuklar reklamlarda verilen abartılı ve taraflı mesajları doğru ve güvenilir olarak görüp sunulan bilgilere kolayca inanma eğilimindedir. Ancak çocuğun yaşının büyümesi tek başına eleştirel bakış açışı geliştireceği anlamına da gelmez. Reklamlara sorgulayıcı gözle bakabilmek için çocuğun büyükler tarafından eğitilmesi, yönlendirilmesi gerekir.
4. Çocukların özdeşleşmek istedikleri karakterlerin yer aldığı reklamlar onları nasıl etkiliyor?
Özellikle çocukların özdeşleşmek istediği bir süper kahraman, çizgi film ya da oyun karakteri üzerinden yapılan reklamlar çocukları yönlendirme konusunda oldukça etkilidir. O karakterin temsil ettiği güç, değer, cazibe gibi özelliklere ulaşabileceği umudu hatta inancıyla küçük bir çocuk sunulan ürünü kolaylıkla benimseyebilir. Çoğu reklamda karşılaştığınız özendirici içerikler ve dürüst olmayan bilgiler çocuk zihninde ürünle ilgili gerçekdışı ve yanlış imajların oluşması için yeterlidir.
5. Reklamdan en çok etkilenin kesim çocuklar mı? Elinizde bu konuyla ilgili araştırma sonuçları varsa bizimle paylaşabilir misiniz?
Ailelerle yapılan çalışmalar ve gözlemlere dayanarak sadece çocukların değil yetişkinlerin de medya okuryazarlığının yani medyadan alınan bilgileri eleştirel bir gözle ve süzgeçten geçirerek değerlendirme becerisinin kısıtlı olduğu rahatlıkla söylenebilir. Örneğin, çocuk gelişimini destekleme vaadinde bulunan pek çok ürün reklamlarla ebeveynlere kolaylıkla pazarlanmaktadır. Maalesef ki bu ürünlerin çoğu gerçekte yetersiz hatta çocuk gelişimine zararlı özellikte olabilmektedir. Yine de aileler pazarlamacıların niyetini çok da sorgulamadan bu sakıncalı ürünlere rağbet gösterebilmektedir.
6. Bir çocuğun reklamı algılayışı ile bir yetişkinin reklamı algılayışı arasındaki en belirgin farklar neler?
Çocukların inanma eğilimi dolayısıyla, çocuk reklamlarının tercih oluşturma ve satın alma davranışına dönüşme gücü yetişkin reklamlarına göre oldukça yüksektir. Çocuklar bir kez bile görmüş olsalar reklamların içeriğini hatırlayabilir ve o ürünü tercih eder hale gelebilirler. Ayrıca, tekrarlanan reklamlar çocuğun ürünle ilgili isteğini arttırıp güçlenmesine neden olmaktadır. Yetişkinlerde reklamda verilen içeriğe eleştirel gözle bakabilme potansiyeli daha yüksektir. En nihayetinde bir yetişkin reklamın, ürün pazarlaması amacı taşıdığını bilip elbette ki bir satıcının ürünü için abartılı ifadeler kullanabileceğini, reklamların belirli hilelerle insan algısı üzerinde etki yaratmaya çalıştığını öngörebilir. Yine de yetişkinlerin bile her zaman bu farkındalık düzeyinde olması zordur.
7. Çocuk reklamda gördüğü şeyi almak istediğinde nasıl davranmalı? 8.Reklam başladığında kanal değiştirerek mi, çocuğu reklamlar konusunda doğru yönlendirmek mi?
Bir çocuk reklamını seyrettiği çok şekerli ya da yağlı atıştırmalıkları yemesi gereken, kendisi için uygun ürünler olarak zihnine yerleştirebilir ya da yaşına uygun olmadığı halde reklamda gördüğü oyuncağı kararlı şekilde arzulayabilir. Çocukları reklamlara daha az maruz bırakmak bir yaklaşım olabilir ama bu kalıcı bir sonuç getirmeyecektir. Özellikle başlamış bir reklamı, çocuğa “bu sana uygun değil” vurgusu yaparak kanal değiştirip uzak tutmaya çalışmak çocuğun daha meraklı ve tutkulu hale gelmesi gibi ters etki bile yaratabilir. Bu sorunun çözümü için ebeveynlerin çocuklara erken yaşlardan itibaren medya okuryazarlığı becerisi kazandırabilmesi gerekir. Yani televizyonda izledikleriyle ilgili eleştirel bir bakış açısı kazanması için ebeveynler küçük yaşlardan başlayarak çocuklarına yardımcı olmalı, onları eğitmelidir.
8. Ailelere bu konudaki önerileriniz neler?
Reklamların çocuğunuz üzerindeki olumsuz etkisini en aza indirgemek için baştan itibaren reklamlar üzerine şöyle konuşmalar yapabilirsiniz: ‘Bu çikolatanın sana gerçekten güç vereceğini nereden bilebiliriz ki? Sabah kahvaltıda yediğin bal ve peynir seni çok daha iyi besler. Sence bu reklamı yapan kişiler senin ne düşünmeni istiyorlar?’. Farkındalık yaratan ve sorgulama becerisi geliştiren bu türden ebeveyn yaklaşımları, çocuğun doğru davranış alışkanlıklarını kazanması ve gerçekle uyumlu algılar geliştirip sağlıklı bir bilinç düzeyine ulaşması için en etkili yöntemdir.
Uzm. Psk. Sinem Olcay Kademoğlu
(Aile ve Çocuk Gelişimi)