Bebeğin Doğumu Evliliği Nasıl Etkiler?

1. Bebek evlilikte nasıl bir dönüm noktası olarak çiftlerin karşısına çıkıyor?

Planlanmış ve istenen pek çok doğumda bile, anne baba adayını zorlayan bir sürü değişiklik meydana gelmektedir. Çocuk sahibi olmak kadınlar için en büyük değişim zamanlarından biridir: kadının bedeni değişir, dünyaya bakış açısı değişir ve hem ilişkilerini hem de kendi yaşam hikayesini algılayışı değişir. Aynı şekilde baba için de artık hiçbir şey aynı değildir. Hem erkek hem kadın; zamanını, uykusunu, gelirini, ailesini, arkadaşlarını ve hayattaki rolünü yani her şeyi artık çocuğuyla paylaşmaktadır. Yaşamımıza çocuğu yerleştirmek büyük bir değişim demektir ve büyük değişimler genelde krizi de beraberinde getirir. Ama bu kriz hem anne baba hem de bebek için kazanımla sonuçlanan olumlu bir deneyim olabilir.

2. Evliliklerde bebekten sonra kadınlarda ne tür değişimler oluyor?

Bebeğin doğumu, verdiği gurur ve mutluluk duygusuyla anneleri genelde olumlu etkiler. Ama zaman zaman bebek bakımının zorlukları ve ebeveynliğe geçişin yarattığı baskı yüzünden olumlu duyguların yerini kızgınlık ve kırgınlığın aldığı görülür. Genelde olumlu ve olumsuz duygular arka arkaya değişmeli olarak meydana gelir: anne bir gün kendini eşine, işine, eski yaşamına uzak ve ayrı hissederken ertesi gün arada yeni bir bağ oluşmuş gibi daha yakın hissedebilir. Bu iniş çıkışlı durum, özellikle doğumdan sonra uyumlu ve mutlu ‘pembe bir yaşam tablosuna’ hemen ulaşmayı bekleyen annelerde daha çok görülür. Doğum sonrası süreçle ilgili beklentilerin gerçekçi olması ve bebekli yaşama hazırlığın iyi yapılması kadınların doğum sonrası meydana gelen çalkantıları daha çabuk aşmasına yardımcı olur.

3. Aynı şekilde erkekte ne tür psikolojik değişimler oluyor?

Erkekler için de babalık rolünü benimsemek, aile olmanın getirdiği yeni sorumlulukları almak ve eşiyle değişen ilişkisine uyumlanmak zorlu bir iştir. Bu dönemde ilişki içindeki dengeleri korumak daha önce hiç olmadığı kadar çok çaba gerektirebilir. Erkeğin yeri geldiğinde geride durup özveride bulunması, yeri geldiği de olayın kontrolünü eline alıp daha aktif bir rol alması gerekecektir. Doğumdan sonraki ilk dönemde pek çok baba ne yapacağını bilememekten, ilerleyen zamanda da kendini dışlanmış hissetmekten şikayet eder. Aslında bu sıkıntılar şikayet şeklinde bile olsa söze dökülüyorsa eşler kendi aralarında bir çözüm bulabilirler demektir. Daha kötüsü bu sıkıntılardan hiç bahsedilmemesidir. Erkeklerin, ‘şu anda en önemli olan şey bebek ve eşimin iyi hissetmesi’ gibi duyarlı ve özverili bir yaklaşım oluşturmaya çabalarken farkında olmadan hem kendi ihtiyaçlarından hem de aile meselelerinden uzaklaştığı görülebilir. Ve zaman ilerledikçe bastırılan ihtiyaçlar ailenin huzurunu bozup gerginliği fazlasıyla arttırabilir.

4. Hamilelik dönemi evlilikte sadece sevinci değil bazen sorunları da getirebiliyor öyle değil mi? Bu sorunlar neler?

Pek çok çift yaşamlarının bebekten önceki dönemini kafasına eseni yaptıkları, özgür bir dönem olarak anlatır. Bununla birlikte çoğunlukla çiftler, bebek öncesi dönemde çift gelirli ve boş vakit sahibi olmanın avantajını yaşar. Bu, kendileri ve kişisel amaçları için harcayacakları daha çok para ve zaman anlamına gelir. Ve genelde bebek öncesi dönemde çift arasındaki yakınlık oldukça yüksektir, cinsel yaşamları spontandır, üçüncü bir kişinin rekabeti olmadan enerji ve zamanlarını birbirleri için harcayabilirler. Hamilelik dönemi ve bebekle birlikte bu özgürlükler büyük oranda kısıtlanır ve her bir kısıtlama bir sorun olarak çiftin yaşamına girebilir.

5. Bebekten sonra çiftlerin birbirlerine karşı olan duyguları ne yönde değişiyor?

Bebeğin dünyaya gelmesiyle birlikte genelde çift, birbirine karşı olan duygularında iniş çıkışlar yaşar. ‘Eşime hiç olmadığım kadar aşığım. Bebek ilişkimizi çok olumlu etkiledi.’ ya da ‘Ona öyle kızgınım ki beni hiç anlamıyor, bütün gün bebeğe bakmanın kolay bir iş olduğunu sanıyor.’ gibi cümleler aynı annenin ağzından bir ay arayla dökülebilir. Herkesin ‘mutluluktan uçulmasını’ beklediği bir dönemde zaman zaman olumsuz duygular da yaşanması kabullenmek açısından biraz zordur. Oysa ki olumsuz duyguları pek çok yeni ebeveyn yaşar ve bu aslında normaldir. Çoğu zaman, bu olumsuz duygular çiftler arasındaki iletişim ve bebekle ilgili şeylerin yoluna girmesiyle birlikte çözümlenip yerini yine olumlu duygulara bırakır.

6. Çiftlere bebekten sonraki yaşamlarında eskisi gibi olabilmeleri için neler yapmalarını tavsiye ediyorsunuz?

Evlilik tarafların birbirine karşı ilgi, özen, sabır ve dürüstlük göstermesini gerektirir. Evliliğinizin düşen enerjisini yükseltmek, eşinizle aranızdaki romantizmi canlandırmak, eşinizle aranızda yeniden denge kurmak ve ilişkinize neşe katmak için çaba göstermeniz gerekecektir. Öncelikle çiftin yeniden baş babaşa vakit geçirmeye başlaması ve sonrasında diğer insanlarla sosyalleşmesi önemlidir. Bunun yanında bebek bakımıyla ilgili yardım almak ve mutlaka bebeğe iyi uyku alışkanlıkları kazandırmak büyük katkı sağlar. Ayrıca çiftlerin cinsel birlikteliğin önemini de asla unutmaması gerekir.

7. Kitabınızda da belirttiğiniz gibi örneğin bazen anneler doğumdan sonra işe gitmek istemiyor fakat baba çalışan bir kadın istiyor. Bu tür sorunlarla nasıl başa çıkılmalı? Başka ne tür spesifik sorunlar yaşanabiliyor?

Bebekten sonra işe devam edip etmeme kararı oldukça temel bir yaşamsal seçimdir. Burada birey olarak annenin istek ve tercihleri ön planda olsa da baba ve bebek için de önemli etkiler ortaya çıkacağı için çok dikkatli şekilde düşünülmesi, sabırlı bir bekleme ve deneme sürecinden sonra karar verilmelidir. Babaların bu aşamada eşlerine karşı baskıcı olmaktan uzak destekleyici bir yaklaşım sergilemesi ama kendi fikirlerini de net şekilde ifade etmesi gerekir. Evlilikteki pek çok konuda olduğu gibi burada da açık ve dürüst iletişim tüm ailenin iyiliği için en doğru kararın verilmesine büyük katkı sağlar.

8. Hamilelik ve sonrasında cinsel yaşamda neler değişiyor? Ne tür sorunlar görülüyor ve bu sorunlarla nasıl baş etmek gerekiyor?

Hamilelik kadının cinsel duygularını ve tercihlerini etkileyebilir ya da etkilemeyebilir. Bazı kadınlar için hamilelik dolayısıyla vücutta meydana gelen değişimler vücudun belli bölgelerini hamilelik öncesine göre daha fazla ya da daha az duyarlı hale getirmektedir. Bazı kadınlar ise hamilelik sırasında cinsel isteklerini tamamen kaybedebilirler. Bazı kadınlar da birleşme sırasında acı hissedebilirler. Bu, sadece cinsel isteğin azalmasına değil bebeğin güvenliği ile ilgili endişelerin bile ortaya çıkmasına neden olabilir. Bazı erkekler de benzer şekilde eşlerine ya da bebeğe zarar verebilecekleri endişesiyle cinsellikten uzaklaşabilirler. Bebek bekleyen anne babalara cinsellik konusunu doktorlarıyla konuşmalarını mutlaka tavsiye ediyoruz. Bir uzmanla konuşmak çoğu zaman endişeyi azaltır ve hem kadın hem erkek için seks sırasındaki rahatlığı arttırır. Ayrıca, cinsel konularda açık iletişim her zaman çok önemlidir ve bu süreçte cinsel birleşme dışında da cinselliği yaşamanın yolları olduğunu hatırlamak faydalı olabilir.

9. Bedensel değişim hem annede hem de babama da ne tür psikolojik sorunlara neden oluyor? Bu durum karşısında babanın anneye nasıl davranması gerekiyor?

Kadında hamilelik ve doğum sürecinde yaşanan bedensel değişim hem hayranlık uyandırıcı hem ürkütücüdür. Bu büyük değişim karşısında her kadın ve erkek farklı tepkiler verebilmektedir. Ancak özellikle kadınların bedensel değişimi daha endişeli karşıladıkları görülür. Doğumdan sonra kilo verip verememe kaygısı, eski vücuduna kavuşup kavuşmayacağı soruları annelerin zihnini fazlasıyla meşgul eder. Bu aşamada babaların bebeğin gelişiminden kaynaklanan bedensel değişimin hayranlık uyandırıcı yanını içten şekilde vurgulaması çok faydalı olur. Babanın annedeki bedensel değişimden çekindiği hatta ürktüğü durumlar da olabilir. O aşamada babalar kendi kendini telkin ederek ve biraz da araştırıp öğrenerek bu bedensel değişimin normalliğini ve gerekliliğini hatırlamalıdır.

10. Evdeki işbölümü nasıl olmalı?

Bebek bakımı tek kişinin tek başına yapabileceği bir iş değildir çünkü bir bebek neredeyse 24 saat ilgi ve bakım gerektirir. Ama kişilerin kendileri için de bakım ve ilgiye ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçlar bebekle meşgul olmaktan dolayı hiç karşılanamazsa kişinin hem fiziksel hem de ruhsal sağlık sorunları yaşama ihtimali fazlasıyla yükselir. Babaya bebekle ilgilenmesi için özel zamanlar ayırmak ve görevler belirlenmesi faydalı olur. Bu çiftin arasındaki gerginliği azaltacak ve aynı zamanda baba ve bebek arasında gelişen bağı güçlendirecektir. Baba, her gün uykuya gitmeden önce bebeğin son öğününü biberonla yapabilir ya da işten geldikten sonra bebeğin banyo ve masajını yapma işi babanın olabilir. Bunun dışında, hafta sonları mesela cumartesi gündüz boyunca bebekle ilgilenme görevi babaya bırakılabilir. Zamanla bu ritüeller aile yaşamının vazgeçilmez bir parçası ve herkes için mutluluk kaynağı olacaktır.

11. Bebek sonrası babalarda da depresyon görülebiliyor mu?

Erkekler için de babalık rolünü benimsemek, aile olmanın getirdiği yeni sorumlulukları almak ve eşiyle değişen ilişkisine uyumlanmak zorlu bir iştir. Bu dönemde ilişki içindeki dengeleri korumak daha önce hiç olmadığı kadar çok çaba gerektirebilir. Erkeğin yeri geldiğinde geride durup özveride bulunması, yeri geldiği de olayın kontrolünü eline alıp daha aktif bir rol alması gerekecektir. Doğumdan sonraki ilk dönemde pek çok baba ne yapacağını bilememekten, ilerleyen zamanda da kendini dışlanmış hissetmekten şikayet eder. Özellikle bebek odaklı bir yaşam anne tarafından da çok benimsendi ve uzun sürüyorsa babalarda depresyon görülme ihtimali ortaya çıkmaktadır.
 
 
Sinem Olcay Kademoglu
Uzman Psikolog (Aile ve Çocuk Gelişimi)